24 HAZİRAN
2018 SEÇİMLERİ
GENEL DURUM VE YAPILMASI GEREKENLER
GENEL DURUM VE YAPILMASI GEREKENLER
Kurulabilmesi
için olağanüstü zorlukların aşıldığı Devletimiz, dönem itibarıyla tarihinin en
zor günlerini yaşamaktadır. Her geçen gün kuruluş ilkelerinden
uzaklaşılmasından dolayı, bütün alan ve sektörlerde darboğazlar yaşanmakta; Bu
nedenle ülkemiz uluslararası durumun merkezi coğrafyada yaratmış olduğu,
siyasal kriz, kaos ve karışıklığa itilmiş bulunmaktadır.
Devletimizin
kuruluş dayanağını oluşturan ve geleceğimizin güvencesi olan Kuvayı Milliye ruhu, çeşitli araçlar ve
yayınlarla yıpratılmaya çalışılmakta, bu ruhun yarattığı birlik ve bütünlüğün
ürünü olan merkezi ulusal, üniter, laik ve sosyal devlet modeli emperyalist
ülkelerin Orta Doğu bölgesine yönelik çekişme ve çatışmalar yüzünden, büyük
saldırı ve tehditlerle karşı karşıya bırakılmaktadır. Öyle ki, Devletimizin
geçici bir siyasal yapılanma ve yüz yıllık bir parantez olduğu gibi onursuzluk
yaklaşımlarıyla, Cumhuriyetimizin
yaklaşan 100. Yılı kutlanamayacakmış gibi bir algı yaratılmaktadır.
Bu tür
algılar, bir zamanlar dünyanın en güçlü devletlerinden olan ve ülkemizin
öncesini oluşturan Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasında etken güçlerin
günümüz temsilcileri tarafından desteklenmektedir. Bu ve benzeri olumsuzluklar
karşısında, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın bilincinde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin
geleceğinin güvencede olmasını isteyen Cumhuriyetçi ve demokrat
yurttaşlarımızın emperyalist beklenti ve tehlikelerin farkında olarak, ulusal
plan ve projeleri yaşama geçirebilmek için güçlerini birleştirmeleri, yaşamsal
önem taşımaktadır.
Kurulan her
devlet, sonsuza kadar yaşamayı ve insanlığın gelecek sürecinde varlığını
sürekli kılmayı hedefleyerek yola çıkar. Bu doğrultuda, Türk devletinin kurucu
önderi Atatürk,Türkiye cumhuriyetinin ilelebet payidar kalacağını söyleyerek, yurdun yurttaş olma bilincindeki
Türk ulusuna, geleceğe dönük görevlerini hatırlatmış; Yüzyıl öncemerkezi
coğrafyada çağdaş bir cumhuriyet devleti kuran önder Atatürk, güneşin doğuşunu
önceden gördüğü gibi dünyanın doğu bölgelerinde yer alan mazlum ulusların
uyanışı ve yer kürenin geleceğe dönük yeniden yapılandırılmasında mazlum
ulusların da yer alacağını, bu doğrultuda batının hegemonyacı emperyalist
devletler ile dünya halkları arasında yeni bir çekişmenin ortaya çıkacağını da
açıkça görmüş ve gelecek nesillere haber vermiştir.
Dönemler
geride kaldıkça yeni güçler ortaya çıkmış ve bazı devletler dünya haritasından
silinmiştir. Dünyadaki değişimi iyi kavrayan ve bu doğrultuda gerekli adımları
atarak kendisini yenileyebilen devletler uzun süreli var olabilirlerken, bu tür
dönüşümlere kendisini hazırlayamayan devletlerin ise tarih sahnesinden
çekildikleri açıktır.
Küresel
sermayenin güdümündeki uluslararası emperyalizm, bütün ulus devletleri etnik
kışkırtmalar ile parçalayarak ya da kendi kontrolleri altındaki evrensel bir
kapitalist düzen çerçevesinde ekonomik açıdan yeni birsömürge düzenine
bağlamaktadır. Yeni bir tür süper emperyalizm yeryüzü haritası üzerinde geçerli
kılınırken,Türkiye Cumhuriyeti’nin hem sınırları içinde üniter birliğini çok
daha güçlü bir biçimde koruması gerekmekte, hem de emperyalizm ile mücadele
edilirken komşu ve mazlum ülkeler ile işbirliğine yönelmesi gerekmektedir.
Türkiye’nin
Avrupa Birliğinin dışında bırakıldığı yeni dönemde, Türk Devleti’nin hem merkezi
bölge, hem de dünyanın doğusunda kalan bölge ve ülkeler ile daha yakın
işbirliğine girerek, emperyalist dış güçlere karşı kendini koruyacak yeni
işbirlikleri tesis etmesinde büyük ulusal çıkarlar bulunmaktadır. Batının önde
gelen emperyalist devletlerinin saldırgan tutumlarına karşı, Türkiye’nin kendi
çıkarları doğrultusunda hem komşuları hem de doğu bölgesi ülkeleri ile yakın
işbirliklerine gitmesi giderek kaçınılmaz olmaktadır.
Devlet-i Ebed Müddet ilkesi çerçevesinde çalışması
gerekenTürkiye Cumhuriyeti’nin yönetim kadroları;
Bin yıllık
Türk egemenliğinin geçerli olduğu merkezi topraklar üzerindeki bağımsız devlet
yapılanmasını sürdürebilmek için;
Yasal her
yolu deneyerek, demokratik rejime ara vermeden kuruluş ilkeleri doğrultusunda
güçlenerek varlığın koruması için,
Türk
ekonomisinin tekelci şirketlerin kontrolüne girmemesi için,
Kamu İktisadi
Kuruluşlarını yeniden kurup, devletin ve halkın yararına üretimler
yapılabilmesi için,
Türkiye’nin
kuruluşunda olduğu gibi başkent Ankara’dan yönetilebilmesi için,
Anayasamızda
yer alan cumhuriyetin temel ilkeleri, cumhuriyetçi-demokrat yurttaşlarımız
tarafından sonuna kadar savunulup başarılacaktır. (ANKARA, 11 Haziran 2018)
CUMHURİYETÇİ DEMOKRATLAR HAREKETİ
ADINA
Prof. Dr. ANIL ÇEÇEN
Prof. Dr. ANIL ÇEÇEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder